Haber

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun: İslam ülkeleri olarak hakikati haykırmaya devam edeceğiz

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının ev sahipliğinde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Enformasyon Bakanları Olağanüstü Toplantısı, ‘İşgal Altındaki Filistin Topraklarında İşgalci İsrail Yönetimi’nin Dezenformasyon Faaliyetleri ve Gazetecilere ve Medya Kuruluşlarına Yönelik Saldırıları’ temasıyla İstanbul’da yapıldı.

İİT’nin kuruluşunun temelinde, Müslümanların Filistin sınavını hakkıyla verebilme kaygısının yattığını dile getiren Altun, konuşmasında teşkilatın kuruluşuyla ilgili bilgiler verdi.

Altun, teşkilatın merkezi olan Kudüs’ün bugün işgal altında olduğunu aktararak, “Ne var ki 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana İsrail, zulümlerini katbekat artırmış, dünyanın gördüğü en büyük katliamları, soykırımı Gazze’de, Filistin topraklarında hayata geçirmiştir. Ne yazık ki bu süreç devam etmektedir.” diye konuştu.

İsrail’in zulüm tarihi söz konusu olduğunda 7 Ekim’i bir milat, son zamanlarda ortaya çıkmış bir hadise olarak görmenin illüzyon ve yanılsama olduğunu kaydeden Altun, “7 Ekim ne bir milattır ne nevzuhur bir zulümdür ne de sebeptir. 7 Ekim’den bu yana Gazze’de devam eden İsrail zulmü bir sonuçtur.” ifadelerini kullandı.

İsrail savaş suçu izlemeye devam ediyor

İsrail’in, Batıcı, sömürgeci ve emperyalist zihniyetin Orta Doğu’daki fiili uzantısı olarak bölgede zulümlere, ağır insan hakları ihlallerine ve katliamlara imza attığını belirten Altun, bu faaliyetleri ve ihlalleriyle İsrail’in uluslararası hukuk ve teamüllere aykırı olarak zorla toprak kazanma, etnik temizlik, sivillerin kasten öldürülmesi gibi çok çeşitli savaş suçları işlediğini ve işlemeye devam ettiğini söyledi.

Altun, İsrail’in, Roma Statüsü, Lahey Sözleşmesi ve 4 No’lu Cenevre Sözleşmesi’nin ilgili maddelerini ihlal ettiğini aktararak, “İsrail, Gazze’de yaklaşık 30 bin masumu katlettiği bu saldırılarda, bu savaş suçları ile insanlığa karşı suç işlemiştir.” dedi.

‘Katliamlar yapan İsrail, Batı dünya düzeni tarafından dokunulmaz kılınıyor’

İsrail’in suçlarını teşhis ederken onun arkasında toplanan karanlık güçleri de görmek gerektiğine işaret eden Altun, “İsrail’in bu denli pervasızca hareket etmesinin başlıca sebebi uluslararası sistemin adaletsizliğidir. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluşun sorun ve çatışmalardaki işlevsiz yapısı, İsrail’in hak ettiği cezayı henüz alamamış olmasının başlıca müsebbibidir. İsrail suç işlemekte, katliamlar yapmakta ve fakat Batı dünya düzeni tarafından adeta dokunulmaz kılınmaktadır. Bunu kabul edemeyiz.” diye konuştu.

Altun, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin yapısının katliamlara engel olamadığı gibi, ateşkes kararı dahi alamadığına vurgu yaparak, “İsrail’in onca ihlale rağmen bir yaptırımla karşılaşmaması, BM Güvenlik Konseyindeki veto ayrıcalığının sorumsuzca ve kötücül bir şekilde kullanılmasının bir neticesidir. Bu durum bizzat uluslararası sistemin içinde bulunduğu çaresizliği de göstermektedir. Bu sistemin revizyonu elzemdir.” dedi.

‘Filistin Devleti kurulmalıdır’

Bu nedenle Türkiye olarak küresel kriz ve çatışmaların çözümünde öncü rol alabilecek uluslararası bir sistemin inşasını ısrarla vurguladıklarını belirten Altun, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Dünya beşten büyüktür.’ ve ‘Daha adil bir dünya mümkün’ anlayışı, ilkesi, uluslararası sistemdeki revizyon ihtiyacının en veciz ifadesidir. Bu şiar doğrultusunda 1967 sınırları içerisinde başkenti Doğu Kudüs olan egemen, bağımsız ve coğrafi bütünlüğü olan bir Filistin Devleti’nin kurulması hepimizin Filistin konusundaki duruşunun temelini oluşturmaktadır.” ifadesini kullandı.

Altun, bağımsız bir Filistin Devleti kurulmadığı müddetçe İsrail’in katliamlarını durdurmanın ve bölgede kalıcı bir barışı tesis etmenin mümkün olmadığını söyledi.

‘İsrail’in kamuoyunu yanıltmayı amaçlayan yayıncılık anlayışı’

Uluslararası sistemdeki adaletsiz ve hakkaniyetsiz yapı ve uygulamaların iletişim ve medya alanında da kendisine yer bulduğunu bildiren Altun, “İsrail’in katliamlarına sözde meşru gerekçeler sunarak uluslararası kamuoyunu yanıltmayı amaçlayan bir yayıncılık anlayışı söz konusudur. Bu yayıncılık politikası, birçok yönüyle sömürgeci habercilik anlayışının günümüzdeki en somut yansımasıdır. Özellikle birtakım Batılı medya kuruluşlarının, haber kaynaklarını seçerken İsrail’in anlatısını tekrar eden, seçmeci bir yaklaşım sergilediğini görüyoruz.” diye konuştu.

Altun, saldırıların başladığı ilk günlerde Filistinlilerin tanıklığına istisnai olarak başvurulurken, Batılı medya organlarında sıklıkla İsrailli yetkililerin demeçlerinin dolaşıma sokulduğunu aktararak, birçok medya kuruluşunun, bu tutum ve politikasıyla İsrail savaş makinesinin hizmetçisi konumuna düştüğünü belirtti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu